Soykırım nedir?
"Soykırım" (genocide) sözcüğü, ilk kez Raphael Lemkin tarafından 1943 yılında eski Yunanca genos (soy veya kabile) ve Latince cide (öldürmek) kelimelerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Avrupa Yahudilerinin yok edilmesi dahil, Nazilerin uyguladığı sistematik katliam politikalarını tanımlamaya çalışan Lemkin, soykırım kavramını "ulusal toplulukları yok etmek amacıyla, topluluğun yaşaması için gerekli temelleri yıkılmasını hedefleyen çeşitli etkinliklerin koordineli planı" için önermiştir.
Lemkin'e göre "kitlesel katliam" Nazilerin sistemli katliam politikalarını tanımlamakta yetersizdi, çünkü bu kavram suçun işlenmesine ilişkin, savaşın uygulamasından bağımsız olarak sadece "ırksal, ulusal veya dini" nedenlere dayalı saikleri göz önüne almıyordu. Savaş suçları ile kez 1907'de Lahey Sözleşmesi'nde tanımlandı, fakat soykırım suçu ayrı bir tanım gerektiriyordu, çünkü bu "sadece savaş kurallarına karşı bir suç değil, fakat sadece ilgili kişi veya ulus ötesinde tüm insanlığı etkileyen bir suç"tu.
Lemkin'in çalışmasından bir yıl sonra, Nuremberg'de kurulan Ulsulararası Askeri Mahkeme, üst düzey Nazileri "insanlığa karşı suç" işlemekle yargıladı. İddianamede "soykırım" sözcüğü yasal olarak değil, betimleyici bir sözcük olarak yer aldı. Nuremberg Davalarında, Nazi savaş suçlularının hem kendi, hem de diğer uluslara yönelik katliamları için kullanılan "insanlığa karşı suç" ilkesinin kapsamı daraltılmıştı. Bu suç sadece uluslararası çatışmalarda işlenen suçları kapsayacak şekilde tanımlanmıştı.
Uluslararası Askeri Mahkeme Tüzüğü insanlığa karşı suçları "savaştan önce veya savaş sırasında sivil nüfusa uygulanan katliam, imha, köleleştirme, sürme ve diğer insanlık dışı eylemler; veya suçun işlendiği ülkenin yasalarına uygun olup olmadığına bakılmaksızın Mahkeme'nin yargı alanına giren herhangi bir suçu işlemek içim siyasi, ırksal ve dini nedenlerle zulmetmek" olarak tanımladı. İnsanlığa karşı suçlar tanımı, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni kuran Roma Statüsü'nün hazırlanması sürecinde daha rafine edildi.
9 Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılmasına Dair Sözleşme'yi kabul etti. Bu sözleşme ile "soykırım", üye devletlerin "engellemesi ve suçu işleyenleri cezalandırması" gereken uluslararası bir suç olarak tanımladı.Sözleşmeye göre, "ulusal, etnik, ırksal veya dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla işlenen aşağıdaki fiillerden her hangi biri, soykırım suçunu oluşturur:
a) Gruba mensup olanların öldürülmesi,
b) Grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilmesi,
c) Grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak yaşam şartlarını kasten değiştirmek,
d) Grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler almak,
e) Gruba mensup çocukları zorla bir başka gruba nakletmek.
Sınır Tanımayan Doktorlar (Medecins Sans Frontieres) örgütü eski başkanı Alain Destexhe, soykırımı diğer bütün suçlardan ayıran özelliğin arkasındaki niyet (saik) olduğunu vurgular. Destexhe'ye göre "Soykırım insanlığa karşı işlenen bütün diğer suçlardan çok farklı ölçekte bir suçtur. Soykırım hedef seçilen grubun tüm olarak yok edilmesi niyetini içerir. Bu nedenle soykırım insanlığa karşı işlenen en ağır ve en büyük suçtur."
2002 yılında Uluslararası Ceza Mahkemesi (ICC) kuruldu ve Roma Statüsü Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, soykırım, insanlığa karşı işlenen suçlar, savaş suçları ve saldırı suçuna ilişkin yargılama yetkisi tanıdı.
Soykırım insanlığa karşı işlenen en ağır ve en büyük suç olduğu için, bu suçu işleyenler suçlarını inkar etmek için çok çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Israel Charny* inkar taktiklerini aşağıdaki şekilde özetlemektedir:
1. İstatistikleri sorgula ve küçümse.
2. Gerçekleri dile getirenlerin niyetlerine saldır.
3. Ölümlerin kasıtlı olmadığını iddia et.
4. Kurbanların garabetini/yabancılığını vurgula.
5. Ölümleri kabileler arası çatışma ile meşrulaştır.
6. Ölümlerden "kontrol edilemeyen" güçleri sorumlu tut.
7. "Barış sürecinden" çekilebilecek olan soykırımcıları kışkırtmaktan kaçın.
8. Mevcut ekonomik çıkarlar için inkarı meşrulaştır.
9. Kubranlara iyi muamele edildiğini iddia et.
10. Bütün olanların soykırım tanımına girmediğini iddia et.
11. Kurbanları suçla.
Soykırım dünyadaki en önemli insan hakları sorunudur. Gelecekte yeni soykırımların gerçekleşmesini engellemek için geçmişte gerçekleşen soykırımların tanınması ve soykırıma uğrayan halkların haklarına saygı duyulması ve haklarının iadesi gereklidir. Geçmişteki suçların tanınması soykırımı engelleyecek ve durduracak siyasi iradenin oluşturulması için zorunludur.